15 Şubat 2012 Çarşamba

Türkçe Cinsiyetçi Deyiş, Deyim ve Atasözleri

"Ve kadınlar bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız" 
(Nazım Hikmet)

“Kız" ve "Oğlan”
"Beş kız bir oğlanın yerini tutar mı? / Oğlansız evde duman tüter mi?"(1)

"Hem kız, hem baldırı düz, hem de ucuz olur mu?": Kusursuzun imkansızlığına işaret eden cinsiyetçi bir atasözü.
"İnsanoğlu": Bu deyiş, İngilizce karşılığıyla "mankind", tüm insanları ifade etmesine rağmen gerçek anlamıyla yalnızca insan oğullarından bahsetmektedir.
"Kız gibi": Kullanılmamış, yeni bir eşyayı betimlemek için kullanılan cinsiyetçi bir deyiş.

- Cinsiyetçi deyiş, deyim ve atasözleri; kız çocuğu dert, oğlan çocuğu ödül olarak gösterir:
“Bir (ev) gemi donanır, bir kız (çıplak) donanmaz.”(2)
“Bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz.”(2)
"Kız doğuran tez kocar."
"Kız yükü, tuz yükü."
"Kızı kıza koşarsan kahpe, oğlanı oğlana koşarsan deyyus olur."
"Kızın var mı, derdin var." / "Kızın var mı, sızın var."
“Kızını dövmeyen, dizini döver.”(2)
"Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün."
"Oğlan doğurdum, oydu beni; kız doğurdum, soydu beni."
"Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun."
"Oğlandır oktur, her evde yoktur."
"Oğlanı her karı doğurmaz, er karı doğurur."
"Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü." (Torunlar için)

Ör: Nehrili Aptullah: "Bir çocuk babası olacağım günler yaklaşınca, babam, amcalarım, çocuğa vermek için altın hazırlıyor, at hazırlıyor, koç hazırlıyor. Çocuk doğuyor. Haber getiriyorlar ki kızın oldu. Hazırlıklar boşa gidiyor. Bir kız, iki kız, üç kız, dört kız... Utanıyorum, yerin dibine geçiyorum. Saklanıyorum herkesten. On üçüncüsü de kız olduğu zaman artık ümidimi kesmiştim. Bende bir üzüntü başladı. Nedenini arayıp bulmak istiyordum." (Muzaffer İlhan Erdost - Şemdinli Röportajı)(3)

- Bu cinsiyetçi deyişler , “başa gelmiş” bu dertten en doğru kurtulma şeklinin, “kız çocuğu genç yaşta evermek" olduğunu anlatırlar.
"Kız çocuğu ya er koynunda, ya yer koynunda."
"Kız evde olsa da elden sayılır."
"Kız girdi on üçüne, ya erdedir ya yerde."
“On beşinde kız, ya erde gerek ya yerde.”(2)

- Kendilerine erkek egemen iktidar ilişkileri üzerinden dayatılan toplumsal rolleri layıkıyla oynamaları için, kızın annesini, oğlanın da babasını model alması elzem olarak anlatılır. Böylece bu deyişler, cinsiyetçi bir toplumsal rol bölüşümüne hizmet eder:
"Alma soysuzun kızını, sürer anasının izini."
“Ana gezer, kız gezer, bu çeyizi kim düzer.”
"Ana ile kız, helva ile koz."(2)
"Ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar."(2)
"Ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış."(2)
"Ananın bahtı kızına."(2)
"Ananın çıktığı dala kızı salıncak kurar."
"Anasına bak, kızını al; kenarına (kıyısına, tarağına), bak bezini al.”(2)
"Anasının kızı."(2)
"Bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz.”(2)
"Karı doğurduğu kızı beğenmez."
“Oğlan (atadan) babadan öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi.”(2)
"Oğlan babadan öğrenir sofra dizmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi."(4)
"Oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra düzmeyi."(4)
“Oğlan dayıya, kız halaya çeker.”(2)

- Bu deyişler, “evlenilecek kızı”, alınıp verilen, ikincil ve edilgen olarak yeniden üretir.:
"At, avrat, silah" (Maraz Ali: "At, avrat, ille silah," demişler. Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti) (5)
"Al atın iyisini yiyeceği bir yem, al avradın iyisini giyeceği bir don."
"At ile avrat yiğidin bahtına."(6) / "At ile avrat yiğidin ikbalindendir."
“At beslenirken kız istenirken.”(2)
"Bekar gözüyle kız alma, yaya gözü ile at alma."
“Bez alırsan Mısır’dan (Musul’dan), kız alırsan asilden.”(2)
“Bir kıza dünür düşmek.”(2)
“Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır.”(2)
“(Bir kızı) leğen başından almak.”(2)
“Dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer.”(2)
“Ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma.”(2)
“İven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz.”(2)
“Kız almak”(2)
“Kız beşikte (kundakta), çeyiz sandıkta."(2)
“Kız evi, naz evi.”(2)
“Kız istemek”(2)
“Kız kaçırmak”(2)
“Kız kucakta, çeyiz bucakta.”(2)
“Kız vermek”(2)
"Kızı (kendi) gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (varır) ya zurnacıya.”(2)
“(Kızın) boyu bacadan mı aştı?”(2)
“Komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmektir.”(2)
“Tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün (ineğin) başlısı.”(2)
“Tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden.”(2)

- Oğul üzerine olan deyişler, onu ya bir ödül olarak kutlamakta ya da ona erkek egemen toplumda üstleneceği toplumsal rolleri öğretmektedir:
“Ağaç yeşert meyve getirsin, oğlan büyüt ekmek getirsin.”(2)
“Akıllı oğlan neyler ata malını, akılsız oğlan neyler ata malını.”(2)
“Ata dostu oğla mirastır.”(2)
“Atanın sanatı oğla mirastır.”(2)
“Babanın sanatı oğla mirastır.”(2)
“Babasının oğlu.”(2)
“Baba koruk (erik) yer, oğlunun dişi kamaşır.”(2)
“Babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz.”(2)
“Baba oğluna bir bağ bağlamış; oğul babaya bir salkım (çingil) üzüm vermemiş.”(2)
“Balın alası (tazesi) oğlun tazesinden.”(2)
“Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.”(2)
“Buğdayım var deme, ambara girmeyince, oğlum var deme yoksulluğa ermeyince (düşmeyince).”(2)
“Çifte gelmeyen öküz olsun, işe gitmeyen oğlun.”(2)
“Gelin eşikte, oğlan beşikte.”(2)
“Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı malı neylesin.”(2)

"Kadın" ve "Erkek"
"Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.": İlk bakışta ayrımcı olmadığı sanılabilecek bu deyiş, "nedense" tersinden hiç söylenmez.

- “Erkeklik”, cesaret, doğruluk ve gücü anlatır:
"Erkek sözü vermek."
"Erkekçe dövüşmek / konuşmak"
“Erkekliğe sığmamak.”(2)
“Erkekliğine yedirememek.”(2)
“Erkeklik öldü mü?”(2)
“Erkeklik sende kalsın.”(2)

- Bu deyişler, erkek ve kadınları doğaları bakımından birbirinden ayırır ve onlara erkek egemen toplum içinde kendilerini bekleyen toplumsal rolleri öğretir:
"Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur."
"Elinin hamuruyla erkek işine karışma."
“Erkek getirmeyi, kadın yitirmeyi bilmeli.”(2)
“Erkek sel, kadın (avrat) göl.”(2)
"Erkek vefakar, kadın cefakar."
“Kadının fendi, erkeği yendi.”(2)
“Pekmezi küpten, kadını kökten al.”(2)
“Tarlanın taşlısı, karının (kadının) saçlısı.”(2)


"Bu dünyada üç mahluka katiyen insaf etmeyeceksin:
Bindiğin ata, sevdiğin karıya, bir de cebindeki paraya..."
(Uzun İskender: Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti)(7)
- Bu deyişler, kadınları doğal olarak tehlikeli ve aşağı/alt gösterir:
"A.. olanın dini olmaz."
"Avrat malı, kapı mandalı" / "Karı malı, hamam tokmağıdır."(8)
"Avrat yürekli"
"Avrattan vefa, zehirden şifa"
"Benim derdim inekle dana, karının derdi sürmeyle kına."(2)
"Çirkin karı ev toplar, güzel karı düğün gezer."(2)
"Dam damlamasından, karı vızırtısından durulmaz."(9)
"Eksik etek" (Dede Kasım: "Eksik etek, aklı ermediğinden, bir de korkusundan bağırmıştır. (...) Şunu kesmeyin oh Zeynel Ağa, karıdır aklı kısa." Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti)(10)
"Er kocarsa koç, karı kocarsa hiç olur."
"Erkeğin nefsi birdir, kadınınki dokuz."
"Gökyüzünde düğün var deseler, kadınlar merdiven kurmaya kalkar."(2)
"Kadın erkeğin elinin kiridir."
"Kadın erkeğin şeytanıdır."
"Kadın kısmına sır verilmez."
"Kadın yüzünden gülen, ömründe bir kere güler."
"Kadını sırdaş eden esrara tellal aramaz."
"Kadının biri ala, ikisi beladır."
"Kadının hükmettiği evde mutluluk olmaz."
"Kadının sofusu şeytanın maskarası."
"Kadının şamdanı altın olsa mumunu dikecek erkektir."(2)
"Kadının şerri, şeytanın şerrine eştir."
"Kadının yüklediği yük, şuraya varmaz."
"Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsini s... cinsine çeker."
"Karı gibi kırıtma!"
"Karı gibi konuşma!"
"Karıya sır verme, kındarayla tög silme."
"Kaşık düşmanı"
"Keseye kadın eli girerse bereket gider."
"Saçı uzun, aklı kısa" (Kuru Zeynel: "Karı kısmı eksik etek, fazladan saçı uzun." Kemal Tahir - Rahmet Yolları Kesti) (11)

- Bu deyişler, kadını kocasının egemenliğine hazırlar:
"Avradı er zapdetmez, ar zapdeder."
"Avradı eri saklar, peyniri deri."
"Avrat var arpa unundan aş yapar, avrat var buğday unundan keş yapar."(12)
"Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar."(13)
"Avrat var zavranı zort, avrat var hazreti mülk."
"Avradın dolaşığı, akşamdan sabaha kor bulaşığı."
"Ağustostan sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez."(2)
"Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at."(14)
“Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.”(2)
"Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de."(15)
"İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez."
"Kadın erkeği rezil de eder, vezir de."
"Kadın kocasının çarığı, anasının sarığıdır."

- Bu deyişlerle, anneliğin kadının üstleneceği en kutsal rol olduğu öğretilir:
"Çocuksuz kadın, meyvesiz ağaca benzer."
"Kadın gavurdur, Müslüman anasıdır."
"Oğlanı kızı olmayan avrattan, eski hasır yeydir."

- Bu deyişlerde kardeş, eşten değerli olarak gösterilir:
"Kardeş bulunmaz, karı bulunur."
"Kardeş mezarı yok, karı mezarı çok."
"Kardeş yürek yağı, karı çarık bağı."

- Bu deyişler, kadına şiddeti meşrulaştırır:
"Dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek yanaşmaz."
 "Kocanın vurduğu yerde gül biter."
"Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin."
"Kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kınası."
RapeLay: 2006 yılı yapımı, kadına şiddeti fantaziye dönüştüren bu Japon bilgisayar oyunu,
oyuncunun erkek karakter olarak bir anne ve iki kızına tecavüz etmesini konu alır.

- Ve diğer niceleri...
"Dul karı, kendi sabunuyla yıkanır."
"Gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz." / "Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz."
"Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun."

"Bayan" ve "Erkek"
- Erkek yerine "bay" kullanılmadığı halde, kadın yerine "bayan" kullanıldığı aşağıdaki gibi deyişler, cinsiyet çağrışımı yapan "kadın" yerine, cinsiyetsiz "bayan" kelimesini tercih eder. Kadına kadın demekten utanan, ama erkeğe erkek demekten utanmayan bu cinsiyetçi bakış açısı, erkek cinselliğinin utanılacak bir şey olmadığını düşünürken kadın cinselliğini toplumsal bir ayıp olarak algılar:
"Bayan kuaförü" ("Bayanlar tuvaleti" vb.)
"Bayanlar ligi" ("Bayan reyonu" vb.)
"Bayan doktor" ("Bayan yazar", "bayan öğretmen" vb.)

"Adam"
Bir eylem, kişi, durum ya da olayın, olması gerektiği gibi, düzgün olduğunu belirtmek için kullanılır:
“Adam etmek”(2)
“Adam gibi adam” / “Adam gibi kadın”
"Adam gibi (davranmak)"
“Adam olana bir söz yeter.”(2)
“Adam olana çok bile.”(2)
"Adam olmak"
“Adam yerine (hesabına) koymak.”(2)
“Adama benzemek (dönmek)”(2)
"Adamakıllı"
“Adamdan saymak.”(2)

-“Adam”, bütün bireylerden bahsettiği anlamı “insan” ile de cinsiyetçidir:
“Acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır.”(2)
“Adam adama (gene, her zaman) gerek olur.”(2)
“Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.”(2)
“Adam adamdan korkmaz, utanır.”(2)
“Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir atlastan olsa çulu.”(2)
“Adam adamı bir kere aldatır.”(2)
“Adam beğenmemek.”(2)
“Adam içine çıkmak.”(2)
“Adam içine karışmak.”(2)
“Adamın adı çıkacağına canı çıksın.”(2)
“Adamın iyisi işbaşında (alışverişte) belli olur.”(2)
“Adamın yere bakanından, suyun yavaş akanından kork.”(2)
“Ağaca dayanma kurur, adama (insana) dayanma ölür.”(2)
“Akıl adama sermayedir.”(2)
“At, adımına göre değil, adamına göre yürür.”(2)
“Az günün adamı olmamak.”(2)
 “Bir adama kırk gün (deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur) ne dersen o olur.”(2)
“Dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor.”(2)
“İnsan (adam) kıymetini insan (adam) bilir.”(2)
“İnsanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır.”(2)
“İşinin adamı (olmak).”(2)
“Kalıbının adamı olmamak.”(2)
“Kalıp kıyafetle adam adam olmaz.”(2)
“Kuyudan adam çıkarmak.”(2)
“Kürk ile börk ile adam olunmaz.”(2)
“Mal adama hem dost, hem düşmandır.”(2)
“Mürüvvetsiz adam, suyu çekilmiş değirmene benzer.”(2)
“İşadamı”. (“Bilimadamı” vb.)

* Bu kategoriye katkıda bulunan Özlem Gencerdoğan, İpek Akın, Ahmet Coymak, gingerella, Zhivago ve Özden Altunay'a teşekkür ederim.

1. Türkü: Fatma Hancıoğlu, "Atlayıp gemine binemedin mi?"
2. Bülent Özkan ve Ayşe Eda Gündoğdu, "Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Türkçe'de Atasözleri ve Deyimler", Turkish Studies, Vol. 6/3, Summer 2011, s. 1133 - 1147.
3. Muzaffer İlhan Erdost, Şemdinli Röportajı, Istanbul: Onur Yayınları, 1987, s. 109.
4. Birbiriyle çelişen bu iki cinsiyetçi deyişin de günlük dilde kullanıldığını görüyoruz. İlk deyiş, TDK'nın ayrımcı olduğu için sözlükten çıkardığı bir deyiş iken ikinci deyiş, internette "haklı söze ne denir" düsturuyla kullanılmaktadır. Hangi deyişin, özgün kullanım olduğu üzerine çalışılacaktır.
5. Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti, İstanbul: İthaki Yayınları, 4. Baskı, 2011, s. 15.
6. Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 2 Deyimler Sözlüğü, İstanbul: İnkilap Kitabevi, m. 404.
7. Kemal Tahir, Rahmet Yolları Kesti, İstanbul: İthaki Yayınları, 4. Baskı, 2011, s. 71.
8. Aksoy, m. 427.
9. Şevkiye Kazan, "Yöremiz Atasözleri ve Deyimleri ile Mahalli Söyleyişlerinden Derlemeler", I. Burdur Sempozyumu, s. 1542, http://sempozyum.mehmetakif.edu.tr/1burdursempozyumu/cilt14/14.13.pdf
10. Tahir, s, 229 - 230.
11. A.g.e., s. 331.
12. Aksoy., m. 428.
13. A.g.e., m. 429.
14. A.g.e., m. 722.
15. A.g.e., m. 1181.

Masaccio - Adem ile Havva'nın Cennetten Kovuluşu:
Bu kutsal sahneye göre, Adem'i cennetten kovulmalarına yola açacak
ilk günaha, yasak elmadan bir ısırık almaya, kışkırtan Havva'dır.

24 yorum:

  1. "Kirk yillik katran olmaz seker, cinsini s.ktigim cinsine ceker" ailesi neyse cocugununda öyle olacagini ima eden bir söyleyis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu söyleyişi de metine ekleyeceğim, katkınız için teşekkürler...

      Sil
    2. Önerdiğiniz deyişi ekledim, tekrar çok teşekkürler...

      Sil
  2. Katrani kaynatsan olur mu seker diye baslar bu deyis benim bildigim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben sadece amcamdam duydugum sekilde direk olarak yazmistim, ama sizin söylediginiz daha mantikli ve dolayisiyla daha dogru gibi geliyor bana. Muhtemelen blogu yapan arkadasda arastirip, ona göre dogrusunu yazacaktir.

      Sil
    2. Bu argo tabir üzerine biraz daha düşündüm. Bu tabir, her ne kadar kullanımı açısından cinsityetçi ise de (çünkü bu küfür muhtemelen en çok kadınlara eşleri tarafından kullanılmıştır), kendi içinde "sülaleyi", "aileyi" hedef alıyor. Tabi, küfrün kendisinin de, kime söylendiğinin önemi olmadan, çoğu zaman kadın üzerinden edildiğini de not etmeliyiz.

      Sil
    3. güzel, önemli bir çalışma yapmışsınız. Teşekkür ederim arkadaşım.

      Öte yandan, bu tür ayrımcı söylemleri 'çok kötü- çok yanlı' bir durum-tutum olarak da kavramamak da gerekir. Çünkü ayrımlar ve ayrımcılıklar yaşamın birazda doğal bir parçasıdır...

      Sınıflı, sömürülü, eşitsizlikler üzerine kurulu olan bir uygarlık tarihi doğal olarak böyle ayrımlar ve ayrımcılıklar ayaratacaktır... Öte yandan tüm yerel kültürler, öteki kültürleri yabancıladığı için de kısmen böylesi ayrımlar oluşturur...

      Ancak, taraflar-ayrımlar arasında, sömürein-sömürülen ilişkisi olmadığı sürece ve bu nesnel temele dayalı olarak gelişen kinci-yıkıcı ideolojiler oluşturulmadığı sürece, taraflar birbirlerine hoş görüyle de bakmıştır. Başka bir değişle bu ayrımcı sözleri söyleyen insanlık, aynı zamanda bu ayrımcı sözleri birazda alaya alarak aşmıştır...

      Sözlük açısından içerik-kapsam olarak, bir de din ayrımlarına ilişkin sözlük bölümü olsaydı... Çünkü ırkçılıktan önce, en az onun kadar vahşi sonuçlara yol açmış bir ayrımcı ideolojidir din...

      Sil
    4. Sevgili Ayhan,

      Yazdıklarına kesinlikle katılıyorum, dünya tarihi üzerine gerçekçi bir tahlilde bulunduğunu düşünüyorum. Benim bu yorumuna eklemek istediğim, son yıllarda ayrımcı söylemin gerek dünyada gerekse Türkiye'de gittikçe tehlikeli boyutlara ulaşmış olmasıdır. Geçen hafta, Ayrımcı Sözlük adına Budapeşte'de Avrupa Konseyi'nin düzenlediği bir seminere katıldım. (Bunun hakkında, blogda ayrıca bir yazı yazacağım.) Avrupa'da özellikle göçmenlere, Müslümanlara ve bazı ülkelerde Türklere yönelik olarak nefret söyleminin nasıl yükselişe geçtiğini görünce çok şaşırdım. (Cinsiyetçi nefret söylemini saymıyorum bile.) Türkiye'de de gerek Ermeniler gerekse Kürtlere yönelik yükseltimeye çalışılan bir nefret söylemi olduğunu görüyoruz. İşte, günlük dilde masum gibi görünen ama belli topluluklar için en iyisi basmakalıp yargıları yayan ya da en kötüsü nefret yaratan deyişleri, bunun için dikkate almamız gerektiğini düşündüm. Ayrımcılığı, bir toplum olarak ayıplayıp reddedebilirsek içinde bulunduğumuz birçok sorunu çözebileceğimize inanıyorum. Bu anlamda, bu bloga ilgi gösteren bizim gibi bu konuda duyarlı kişilerin, insanların beyinlerinden çok vicdanlarına seslenmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Tekrar yaptığın yorum için teşekkürler...

      Sil
    5. Sevgili Ayhan, şunu not etmeyi unutmuşum: Din üzerine bir kategori açma fikrini haklı buluyorum. Gayri-Müslimler üzerine bir kategori açmıştım, Aleviler üzerine de ayrımcı deyişler eklemeye başladım. Bu deyişler çoğaldığında, senin söylediğin gibi "din üzerinden" adlı bir kategori açabiliriz. Selamlar...

      Sil
    6. Sevgili Zhivago, söz konusu deyiş sizin bahsettiğiniz şekildeymiş, katkınız için teşekkürler... (Deyişi bu kadar geç ekleyebildiğim için özür dilerim, ancak Ayrımcı Sözlük'e vakit bulabiliyorum. Bu yaz sözlük, önemli bir gelişme katedecek.) Sevgiler...

      Sil
  3. yani bu kadın aynı zamanda anne olan zat değil midir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle ama, bu tür Cinsiyetçi deyişler, kadına yalnızca anne olunca (ki anneliği de kendilerine göre düzenliyorlar) değer veriyor. Şu söz çok açıklayıcı: "Kadın gavurdur, Müslüman anasıdır."

      Sil
  4. "kız anadan öğrenir sofra düzmeyi,oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi" değil mi doğrusu??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili gingeralla, TDK'nın “Oğlan babadan öğrenir sofra dizmeyi, kız anadan öğrenir sokak gezmeyi” deyişi de var. http://www.turkishclass.com/forumTitle_49181
      Ancak, sizin verdiğiniz deyişin de internette "doğru söze ne denir?" gibi yorumlarla sıklıkla kullanıldığını gördüm. Sizin belirttiğiniz deyişi de ekliyorum. Bu iki deyiş üzerine biraz daha araştırma yapacağım. Katkınız için, teşekkür ederim.

      Sil
    2. TDK'nın sözlükten çıkardığı deyişlerden anlamında yazmak istemiştim...

      Sil
  5. ne çektik kadınlığımızdan bu ülkede be! Heteroseksizm ve seksizmin bu kadar toplum içine atasözleriyle bile işlemiş olması büyük bir gerikalmışlıktır. Ki zaten erkek ve kadının kimliği(nüfus cüzdanı) bile farklı. Devlet ayrımcılığı kendi eliyle meşrulaştırıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrımcı Sözlük'ün en geniş kategorisinin, tamamlamak için en yüksek emek isteyen kategorinin Cinsiyetçi Deyişler olması. Cinsiyetçi tahakküm, üzerinde yaşadığımız toprakların en kadim gerçekliği.

      Sil
    2. Kelime karşılıkları bile farklıdır ;
      Kız-Erkek
      Adam-Kadın
      Bay-Bayan
      Beyefendi-Hanımefendi
      Ama nedense neredeyse bütün insanlar erkek ve kadın diyorlar adam ve kadın değil ? Ya da erkek ve ''bayan''. Bunlara da dikkat edilmeli bence.

      Sil
    3. Miss Tiffany! Sen ülke görmemişsin...

      Sil
  6. Kadını öven sözler yokmu ya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır sadece aşağılayan sözler var.

      Sil
  7. Vardır mutlaka, ama ayrımcı olanlar daha çok kullanılıyor bence.

    YanıtlaSil
  8. Elinizden gelse bütün sözcükleri yasaklar, yerine kendi icadınız olan: "Heteroseksizm" gibi kulak tırmalayan ucubeleri geçirirsiniz. Zihniyetçe 1984'teki Parti'den ve onun Yenikonuş memurlarından hiç farkınız yok.

    Allah hepinizin belasını versin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi dilekleriniz için teşekkür ederiz. İlk olarak, ayrımın dogal oldugunu, ayrımların bazılarının dogal oldugunu düşündügümüzü da bilin. Zaten bir arkadaşımız, bu konuda zekice bir e-mail atmış, ne yazık ki yogunluktan ötürü yanıtlayamadım. Ama sizin kendinize özgü diliniz, size hemen yanıt vermemi gerektirdi. Bizim bu sözlükle söylemek istedigimiz, mesela kadın ve erkek cinsiyetlerinin aynı oldugu degildir. (Bu konuda, Raskolnikov ismiyle Nietzsche ve Burke'ün şeytanın avukatlıgını yapan düşüncelerine kendimi yakın hissettigimi bilmenizi isterim.) Bizim derdimiz, belli cinsiyetlerin (ve diger tüm kategorilerin) bireyi belirleyen tek öge olmadıgından belli basmakalıplarla eş görülemeyecegi gerçegidir. Bu bilimsel durumun yanında, tarihsel olarak, vatan denilen bu topraklarda ve insanlıgın vatanı olarak tüm dünyada, ezilmiş, ayrıma tabi tutulmuş, aşagı görülmüş kimselerin yanında durmak bir onur meselesidir.

      Sil